özgür düşünce platformu özgür düşüncelerin konuştuğu & tabuların yıkıldığı platforum |
| | M.Kemal'in Dine Bakışı | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ehli tevhid Admin
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : konya Kişisel mesaj : Direnişlerle Gelir Özgürlüğüm Kayıt tarihi : 12/04/08
| Konu: M.Kemal'in Dine Bakışı Perş. Ağus. 07, 2008 5:44 am | |
| Ben manevi miras olarak hicbir ayet, hicbir dogma, hicbir donmus ve kaliplasmis kural birakmiyorum. Benim manevi mirasim ilim ve akildir." m .kemal
Bizi yanlis yola sevkeden habisler, biliniz ki cok kere din perdesine burunmuslerdir."..............m .kemal
Muhammed'in peygamberlik vazifesinin nasil basladigini izah etmek en nazik ve en muskul meseledir. Muhammed'in bir melek ve Allah ile hakikaten konusmus oldugu kanaatinde bulunanlar oldugu gibi, Muhammed'in isteyerek boyle soyledigini ileri surenler de olmustur. Bu faraziyeleri bir tarafa birakmak ve meseleyi ilmi ve mantik cercevesi icinde mutalaa etmek daha dogru olur............................m . kemal
-) Turk'ler Arap'larin dinini kabul etmeden evvel de buyuk bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Araplarin, ne ayni dinde bulunan Acemlerin ve nede Misirlilarin vesairenin Turk'lerle birlesip bir millet teskil etmelerine hicbir sekilde tesir etmedi.. Bilakis, Turk milletinin milli rabitalarini gevsetti, milli hislerini, milli heyecanini uyusturdu......................... m. kemal
Bu pek tabii idi cunku Muhammed'in kurdugu dinin gayesi, butun milliyetlerin fevkinde samil bir Arab milliyeti siyasetine muncer oluyordu. Bu Arab fikri, ummet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaga, hayatlarini Allah kelimesinin her yerde yukseltilmesine hasretmege mecburdurlar. Bununla beraber, Allah'a kendi milli lisaninda degil, Allah'in Arab kavmine gonderdigi Arapca kitapla ibadet ve munacatta bulunacakti. Arapca ogrenmedikce, Allah'a ne dedigini bilmeyecekti. Bu vaziyet karsisinda Turk milleti bir cok asirlar ne yaptigini ne yapacagini bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasini bilmedigi halde Kuran'i ezberlemekten beyni sulanmis hafizlara donduler............ m. kemal
karsisinda kalanlara, kendilerinden evvel olenlerin, ahiretteki saadetlerini dusunerek veya bir an evvel olum niyaz ederek ahiret hayatina kavusmak telkin eden din hissi, dunyanin acisi duyulan tokatiyla derhal Turk milletinin vicdanindaki cadirini yikti, davetlileri Turk dusmanlari olan Arap collerine gitti. Turk vicdani umumisi derhal yuzlerce asirlik kudret ve kusayisiyle buyuk heyecanlarla carpisiyordu.. Ne oldu..? Turk'un milli hissi artik ocaginda ateslenmisti. Artik Turk cenneti degil, eski hakiki buyuk cedlerinin mukaddes miraslarinin son Turk ellerinin mudafaa ve muhafazasini dusunuyordu. Iste dinin, din hissinin Turk milliyetinde biraktigi hatira.....m. kemal
"Gercekte dinleri konusunda halkin hicbir fikri yoktur; din dedigi sey, bilinmeyen inanc dizgelerine ve gizle karisik emellere kor bagliliktan baska birsey degildir..... Tarih bize ogretir ki, butun dinler, milletlerin cehaletlerinin yardimiyla, utanmaksizin Tanri tarafindan gonderildigini soyleyen adamlar tarafindan tesis olunmustur. ''Tum donemlerde toplumun kutsallastirdigi bos dusuncelerden tehlikesizce siyrilmak imkansizdir." m . kemal
Natur ( Tabiat ) insanlari turetti, onlari kendisine taptirdi da.............m . kemal
Insanlar bu manada hurriyete hic bir zaman sahip olmamislardir ve olamazlar. Cunku, malumdur ki, insan tabiatin mahlukudur." ....m . kemal
"Tabiatin herseyden buyuk ve hersey oldugu anlasildikca tabiatin cocugu olan insan kendinin de buyuklugunu ve haysiyetini anlamaya basladi.".....m .kemal
Tarihi nokta-i nazardan da muteala edildigi zaman goruluyor ki, Muhammed, birden bire Allah'in Resulu'yum diyerek ortaya cikmamistir. O, Arap'larin ahlak ve adetlerinin pek fena ve pek ibtidai ve islaha muhtac oldugunu anlamis, bunlarin islahi icin tenha yerlere cekilerek senelerce dusunmus ve yillarca tefekkurden sonra kendisine vahiy ve ilham fikri dogmustur."...m. kemal
Muhammed'in peygamberliginin baslangicina dair bircok rivayetler vardir. Bunlara pek cok efsaneler karismistir. Hakikatte Peygamber'in ilk soyledigi Kur'an ayetlerinin ne oldugu kati surette malum degildir. Muhammed, uzun bir devirdeki tefekkurlerin mahsulu olan ayetleri luzum ve ihtiyaclara gore takrir ediyordu. Bununla beraber kendisini tahrik eden kuvvetin tabiat fevkinde bir mevcudiyet olduguna samimi surette kani idi. Muhammed'i harekete getiren ilk amil, bu samimi heyecanlar olmustur. Muhammed, bidayete irticalen dini hitabette bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten Nebi'lige, Nebi'likten nihayet Allah'in Resulu haline gecti.".........m kemal
Hukuki hukumler zaman ve mekan icinde ictimai heyetlerin ugradiklari degisiklere gore degisegeldiginden on dort asir evvelki zaman ve mekanin ihtiyacina gore luzumlu ve kafi gorulmus olan esaslar yerine bugun bircok mutenevvi kanunlar ve usuller konulmak zarureti gorulmustur. Bunlar dahi ebedi olmayip zamanla degismeye mahkumdurlar. ........m kemal
Turk milleti, milli hissi, dini hisle degil, fakat insani hisle yan yana dusunmekten zevk alir." ........................m.kemal
Kaza ve kader, talih ve tesaduf tabirleri Arapca'dir; Turk'leri alakadar etmez." ............................................ m. kemal
(kaynaklar..).Teklif Dergisi, Sayi 6 ******'ten Dusunceler, Enver Ziya Karal/Afet Inan, Medeni Bilgiler ve M. Kemal in Elyazilari. | |
| | | ehli tevhid Admin
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : konya Kişisel mesaj : Direnişlerle Gelir Özgürlüğüm Kayıt tarihi : 12/04/08
| Konu: Geri: M.Kemal'in Dine Bakışı Perş. Ağus. 07, 2008 5:45 am | |
| ****** İslami Yok Etmek İstedimi?
Kazım Karabekir şöyle anlatıyor Mustafa Kemal’in Tuğgeneralliğe Yükseltilmesi (1 Nisan 1916)” 10
Temmuz 1923 Ankara istasyonundaki kalem-i mahsus binasında Fırka nizamnamesini müzakereden sonra, Gazi
ile yalnız kalarak hasbihallere başlamıştık. “Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar” dediler. Kendisini hilafet ve saltanat makamına layık
gören ve bu hususlarda teşebbüslerde de bulunan, din ve namus lehinde türlü sözler söyleyen ve hatta
hutbe okuyan, benim kapalı yerlerde baş açıklığımla latife eden, fes ve kalpak yerine kumaş başlık
teklifimi hoş görmeyen Mustafa Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce, şu izahatı verdi:“Dini ve
namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar! Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek
mümkün değildir. Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi bunu kabul edenlerle
kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz!”
Bkz. Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası: ******-Karabekir, Yayına hazırlayan: İsmet Bozdağ, Emre
Yayınları, Aralık 1991, s.143.
Aynı hatıraları Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor” ismiyle neşretmişti. Oradaki ifade şöyledir:
“Bunun için önce din ve namus telakkisini kaldırmalıyız.” İsmet Bozdağ ifadeyi kendine göre yumuşatmış
olabilir. Devam edelim:
Karabekir 14 Ağustos 1923 tarihinde Türk Ocağı’nda verilen bir çay ziyafetine gitmeden önce şu
bilgileri işitdiğini bildiriyor:
“Gazi Kur’an-ı Kerimi bazı İslamlık aleyhdarı züppelere tercüme ettirmek arzusundadır. Sonra da
Kur’anın Arapça okunmasını namazda bile yasaklayarak bu tercümeyi okutacak! Ve o züppelerle işi alaya
boğarak, güya Kur’anı da, İslamlığı da kaldıracaktır!” (s.158)
Akşam M. Kemal’e bu konudaki itirazlarını bildirince olanları şöyle anlatıyor:
“M. Kemal paşa beyanatıma karşı hiddetle bütün içini ortaya döktü:
Evet Karabekir; Arapoğlunun yavelerini Türkoğullarına öğretmek için Kur’anı Türkçeye tercüme
ettireceğim ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip aldanmakda devam etmesinler!…
Şüphe yok ki, yakın günlere kadar Kur’anı ve Peygamberi her yerde medh ve sena eden ve hatta hutbe
okuyan bir insandan bu sözleri beklemek herkese eza veriyordu.” (s.159)
Kazım Karabekir’in hatıralarında şu satırlar da dikkat çekiyor:
“19 Ağustos Pazar akşamı, Mustafa Kemal ve İsmet Paşalar-Latife Hanım ile birlikte bana akşam yemeğine
geldiler. Keçiören’e giderken sağ tarafta kubbeli köşk denen mevkide, bol suyu ve büyücek havuzu olan
bir köşkte kira ile oturuyordum. İsmet Paşa Lozan’da iken Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım’la birlikte,
bir kere daha bana akşam yemeğine gelmişlerdi. Münakaşayı İsmet Paşa ile ben yaptım. Mustafa Kemal Paşa
sükunetle bizi dinledi. Mustafa Kemal Paşa, Lozan’dan da aldığı hızla, ne İktisat Kongresi’nin ve ne de
heyet-i ilmiye’nin hazırladığı programlara ilgi göstermeyerek müthiş bir inkilap hamlesi teklif etti:
“Hocaları toptan kaldırmadıkça hiç bir iş yapamayız. Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı
yapmazsak, başka hiçbir zaman yapamayız.”
İlk Fethi Bey Grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşa’dan işittiğim bu yeni inkilap zihniyetini İsmet
Paşa bir çırpıda tamamlıyordu. Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak, bu üç
şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı. 1- İslamlık terakkiye manidir 2-Arapoğlu’nun yavelerini Türklere öğretmeli 3- Hocaları toptan kaldırmalı ! ” (s.165) | |
| | | muslumangenc Yeni üye
Mesaj Sayısı : 4 Kayıt tarihi : 30/07/08
| Konu: Geri: M.Kemal'in Dine Bakışı Salı Ağus. 12, 2008 4:14 am | |
| mustafa kemal islam adina ne yapmiski.yuzlerce,binlerce alimimizi katlettirdi,carsafli kadinlarimizin carsafini,carsafiyla beraberde namusunu,iffetini,hayasini soktu cikardi,ilim medreselerimizi yok etti,hep batinin emirlerini yerine getirdi.ALLAHIn laneti zalimlerin ve kafirlerin uzerine olsun.elbet ahirette hakkimizi bu tagutlardan alicaz.rabbim buyuktur. | |
| | | | M.Kemal'in Dine Bakışı | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|