Haremlik-selamlık Meselesi
Bu dine bulaştırılmak istenen bir mesele bulunmaktadaır. Bu, İslam'ın özüne tümüyle yabancı olduğu alde tarihi gelişimi esnasında sonradan ona bulaştırılmış olan haremlik-selamlık meselesidir. Haremlik-selamlık kelimeleri, Türkçe kelimelerdir. Bu da harem meselesinin İslam dünyasına bir müessese olarak ne zaman yerleştiğini açık olarak göstermektedir.Hiçbir kimsenin çıkıp da Türklerin, İslam'ın teorisyenleri sahabileri, tabiunları olduğunu iddia edeceğini sanmıyorum.Bugünkü modern çağda karşılaştırılması halinde, islam'ın kadına tanıdığı haklar ve onu yükselttiği dereceler açıkça görülür. Yine Batı dünyasının bu asil yükselişe soyunma özgürlüğünden birşey ilave etmediği de meydandadır.
Ancak tuhaf olan şu ki günümüzde birçok kadın İslami yönetimin egemen olması halinde kendilerini haremekapatılıp köle yapacağından korkuyor. Bu korku hiçbir esasa dayanmayan hayali bir korkudur. Fakat bizim bildiğimiz ve üzerinde önemle durduğuuz husus, özü temiz bir kadının İslam yönetiminden kesinlikle korkmayacağıdır. Çünkü İslam kadına, sosyal hayatta en yüksek makama gelmişherhangi bir insanatanıdığı hak ve özgürlükleri verecektir. Mülkiyet hakkı, meşru kazanmak hakkı, hiçbir baskı ve zorlama altında kalmaksızın istediği kimseyle evlenme hakkı, en güzel elbiseleri giyerek gezebilme hakkı verecektir. Hem de kadını şehevi arzulara esir etmeden, hayvani içgüdülere peşkeş çekmeden bu hakları bahşedecektir.
Evet İslam, kadının yarıçıplak bir vaziyette ortada dolaşmasına müsaade etmeyecektir. Özgürlük anlayışı böyle olanlar İslam'dan ve İslami yönetimden korkabilirler.Kadın özgürlüğünü diline dolayarak kadını istismar etmeye kalkışan yazar-çizer takımına gelince, bu adamlar
ne istediklerini çok iyi biliyorlar.Ayrıca bu adamların kazanç vasıtası olan hafif meşrep kadınlar da bu adamların peşinde oldukları şeyin ne olduğunu iyi bilmekteler. işte bu nedenle de bu tür kadınlar, kadın ve erkeklerin
birbirine karıştıkları, hayvanlra benzemek için insani meziyetlerden sıyrıldıkları o malum balo ve toplantılara müsamaha göstermesi mümkün değildir.
İslam'ın tebliğcisi Hz. Peygamber zamanında kadınlar mescidlere gidiyor, sokaklarda alış-veriş yapıyor, erkeklere moral vermek amacaıyla savaşlara katılıyordu. Ancak baskı ve zulum döneminin gelmesiyle kadınlar
ticaret metaı durumuna dönüştürüldü. Erkeklerde köle yapıldı.Erkeklerin yılanlı kuyulara atılmasını emreden bir düzen İslami olmayacağı gibi, kadınları hareme kapatmaları için erkekleri tevik eden bir anlayış da İslami olamaz. Böyle tutum ve anlayışlar hem kadını, hemde erkeği kurban etmektir ve büyük bir zulumdür.
Özgürlük dendiğinde bugünkü gibi orada burada göğüslerini, bacaklarını açmak anlaşılmamalıdır. Bu sadece ruhsal bir çöküntü, aristokrasi ve özgürlük adı altında vûcuda tapınmaktır.
İslami yönetim hakim olduğunda, kadına saygınlık kazandıran özgürlüğünü yeniden vererek, birtakım muhitlerde yaygın olan gericilikten ve herşeyi mübah sayan aristokrat ortamdan kaynaklanan avarelikten onu kurtaracaktır. İslam hem haremde, hem de balo salonlarında ihanete uğrayan, peşkeş çekilen kadınları ve insan ruhunu kurtaracaktır. İnsan ruhu, haremde baskı ve zulumle mahvedilmişti. Balo ve eğlence salonlarında ise avarelik ve kepazelikle mahvedilmektedir. Hayatını insanlık şeref ve haysiyeti içinde sürdüren değerli bir hanım efendinin İslam'dankorkmasına gerek yoktur. İslami yönetimden asıl korkması gerekenler, dürüst bir özgürlüğü kendilerine azgörenler olmalıdır.
( İslam-Kapitazlim Çatışması Seyyid Kutub s. 123-125)
Ptsi Mayıs 26, 2008 1:45 pm