İlkel komunizmi nitelendirdikleri, "tam eşitlik ve meleklik hayatı" delili eksik olan bir iddiadır. Bilinen odur ki; en azından kabile reisi, bütün iş ve durumlarında ayrıcalıklara sahip bir kişiydi. Bunlar arasında kendisini ilk anda kabilenin diğer fertlerinden ayrı bir giyimi de vardır. Çünkü onun başına taktığı, uzaktan ve yakından rahatlıkla tanınmasına sebep olan fazla bir tüyünün olması kaçınılmazdı. Böylelikle onun, saygı ve ihtiramın sunulması gereken başkan olduğu anlaşılıyordu. Buradaki tüy, sadece bir semboldür. Ancak bu sembol, kabile reisi ile diğer fertler arasında geniş ve gerçek bir ayrıcalığın varlığının sembolüdür. Bu ayrıcalık ister bedeni bakımından güçlü olmaktan, isterse de tecrübe, kabiliyet, uzak görüşlülük, yaş, kahramanlık ya da savaşta güzel başarılar göstermekten kaynaklansın, her halukarda kabile reisi, herzaman için eşsiz bir mevkiye sahipti ve çoğu zamanda en çok kadına o sahip olurdu.
Diğer taraftan kabilenin gençleri, avlanmada maharetli olanlar veyaht savaşta kahramanlık gösteren kimselerin, mevcut durum sebebiyle, ya da kabiliyetleri dolayısıyla bir takım ayrıcalıklara sahip olmaları buna bağlı olarak kabile reisinin yanında özel bir mevkiye sahip olmaları kaçınılmaz bir durumdu. Çünkü kabile reisinin bu gibi gençlere dilediği şekilde ayrıcalıkar verme hakkı vardır. Bunun da nedeni onun iradesinin emir olması ve emrine de itaat edilmesidir.
Yanlızca ferdi mülkiyetin bulunmadığı için bu ilkel hayata hiçbir farklılığın bulunmadığını ileri sürmek, bizzat onların delil olarak aldıkları kabilelerin durumunda görülen vakıalar tarafından yalanlanan bir iddiadır. Onlar istedikleri zaman niçin zorlaya zorlaya delil alıyorlarda kendi arzularına ve iddialarına aykırı olduğunda açık seçik bırakıyorlar? Bizler delil almak istediğimiz taktirde, bu kabilelerin durumunu şuna delil olarak gösterebiliriz: Eşitlik, insanlık hayatının esaslarından birisi değildir. Aslolan, insanlar arasında kabiliyetlerine göre ayrıcalıkalrın bulunmasıdır. Bu ayrıcalıklar ister doğruyol üzerinde bulunan -yani ilahi hidayet ile yol bulan- toplumlarda görüldüğü gibi doğru bir takım gerekçelere dayalı olsun; isterse de istisnasız olarak bütün cahili toplumlarda görülüdüğü gibi, alimce bir ayrıcalık olsun, değişen bir durum yoktur. Yani insanların arasında kabiliyetlrine göre ayrıcalıkların bulunmasıdır, esas olan.
Gerçek şu ki; onlar, bu konuda apaçık bir delili inkar etmek suretiyle bir haksızlık ve zorlama içerisindedirler. Bundan da eşitlik ilkesini ilan etmek suretiyle en azından iki hedefi gerçekleştirmek amacını güderler:
Birinci hedef, kendi toplumlarında halklarının büyük çoğunlunlğunu teşkil eden yenik ve kahredilmiş kişilerin komunizme yönelip bağlanmalarını sağlamaktır. Bu bakımdan bunlara kendi komunist toplumlarında mükemmel eşitliği uygulayacaklarını söylediler. Bu iddialarını desteklemek için de bu eşitliğin hem ilkel komunizmin hem de komunizmin son aşamasının tabii bir durumu olduğunu ileri sürdüler.
İkinci hedeflerine gelince onlar, planları içerisinde yer alan herhangi bir durum dolayısıyla, ferdi mülkiyeti tümden ortadan kaldırmak için çalıştıklarından, insanalara insanlık tarihinde asıl olanın herşeyde mutlak eşitlik olduğunu bu eşitliği bozanında ferdi mülkiyet olduğunu ileri sürdüler ve yeni melekler toplumunda eşitliği gerçekleştirmek için ferdi mülkiyeti ortadan kaldıracaklarını söylediler.
Salı Haz. 24, 2008 8:12 am